(ALLAH BENİ BİD’ATÇILARDAN UZAK ETSİN aminnnn. )

Bid’at; Kur’an ve sünnette olmayan, sonradan ortaya konulan demektir. İki kısımda ele alınır.

Birincisi ADETTE BİD’AT: Adette bid’at dediğimiz şeyler aslında bid’at bile değildir. Çünkü teknolojik gelişmeleri içine alır ve adet haline gelen yeme, içme gibi eylemlerde kullanılan araç gereçlerin farklı versiyonlarının ortaya çıkması gibi mütaala edilir. Tahta kaşık yerine çelik kaşık gibi, tahta kepçe yerine bakır kepçe gibi, bakır tas yerine cam kâse gibi..

Daha öz bir şekilde ifade etmem gerekirse; Sevdiğimiz bir insanın doğum gününü kutlamak adette bid’attır ama, sevdiğimiz insanın doğduğu gün DOĞUM NAMAZI KILMAK ibadette bid’attır.

Doğum Namazı diye bir namaz nasıl bid’at ise;

Mevlit Kandili namazı kılmak, Regaip namazı kılmak, Berat Kandili namazı kılmak da aynı şekilde bid’attır.

İkincisi İBADETTE BİD’AT: İŞTE BİD’AT dediğimiz şey işte tam da budur. Allah’ın emretmediği ve Allah Rasulünün tavsiye buyurmadığı bir ibadet bid’attır.

Allah Rasulü S.A.V Bir hadisi şerifte KÜLLİ BİD’ATÜN DADALETÜN, VE KÜLLİ DALALETÜN SAHİBUHA FİN NAR.” Buyurur. Yani Her bid’at dalalettir ve her dalaletin sahibi de cehennemdedir buyuran yüce Rasül bid’ata son noktayı koymuştur. Külli bid’atün diyerek de her bid’at demiştir.

Bid’atları Bid’atı hasene ve Bid’aı seyyie yani güzel ve kötü bid’at olarak ayırmak için Peygamberimizin BA’ZI BİD’ATÜN demesi gerekirdi.

Oysa Allah Rasulü bazı değil her bid’at demiştir. Dolayısıyla bid’atları iyi ve kötü bid’at diyerek ayırmak hiçbir kimsenin harcı değildir.

Şu İslam Âlimi ayırmış diyen kimse kim olursa olsun o kimse âlimdir belki ama İSLAM ALİMİ değildir derim. Çünkü İslâm; Kitap ve Sünnet üzeredir.

Bir başka açıdan bakacak olursak eğer, bid’at sapıklık demek ise iyi sapıklık, kötü sapıklık diye bir tarif yapılması hangi akla ve hangi mantığa sığar ki..

Bid’at demek pislik demektir ve iyi pislik kötü pislik olamaz. Pislik pisliktir. Mikrop mikroptur.

Bid’atları ortaya koyanların asıl amacı zaten Allah ve Rasulüne meydan okumaktır.

Gönderilen dini beğenmeyip yeni kurallar, yeni ibadetler koymaktır.

Dini kural ve ibadetleri eksik bulup tamamlamaktır.

Oysa Maide Suresi 3. Ayetinde Allah dinimi tamamladım buyurmaktadır.

Bilinmesini isterim ki; bid’at tuzaklarına takılanların büyük bir kısmı Kur’anı anlamadığından dolayı, bir kısmı da saflığından dolayıdır.

Dinimizdeki ibadetleri eksik bularak bid’atlar, yani ibadetler ortaya koymak, uydurmak küfürdür vesselam.

RAMAZAN SOHBETLERİ- 22

İSLAMIN ŞARTLARI:

Doktorluğun şartları:

1- Hipokrat Yemini etmek

2- Baş ağrısına Vermidon yazmak

3- Diş ağrısına Gripin yazmak

4- Grip olan hastaya penisilin iğnesi yapmak

5- Midesi ağrıyana Talcit yazak

 Desem hemen atılır doktorlar. Bizim mesleğimizi bu şekilde dar bir kalıba soğdıramazsın derler ve doğru derler.

Öğretmenliğin şartlarını :

1- 1739 Sayılı Milli Eğitim Temel kanununu okumak,

2- Ünite planı yapmak,

3- Yıllık plan yapmak

4- Haftalık plan yapmak

5- Günlük plan yapmak

Desem hemen atılır öğretmenler. Bizim mesleğimizi bu şekilde dar bir kalıba soğdıramazsın derler ve doğru derler.

Bir doktorluk mesleğini ve öğretmenlik mesleğini bile 5 şarta sığdıramıyorsak, hem dünya ve hem de Ahreti içine alıp tanzim eden Yüce İslam Dinini sadece 5 şarta bağlamak oldukça imkânsız ve traji komik bir durudur.

İslâmın şartları 5 dedikleri ve 5 şart olarak bilinen:

1- Kelime-i Şehadet getirmek

2- Namaz kılmak

3- Oruç tutmak

4- Zekat vermek

5- Hacca gitmek

Gibi ibadetler İslâm’ın içinde olan sadece 5 tane unsurdur. Peygamber Efendimiz bu 5 unsurun önemine dikkat çekmek için:

 Buniyel İslamu ala hamsin, şahadetü en la ilahe illallah ve eşhedü enne muhammden abduhu ve rasuluhu.  Ve igamus salate, ve atüz zekate, ve savmi Ramazane ve Hıccul Beyti.” Buyurmuştur. Bu hadisin anlamı ise şu şekildedir. “ İslam 5 temel üzerine BİNA EDİLMİŞTİR. Şahadet getirmek, namaz kılmak, oruç tutmak, zekat vermek ve Hacca gitmek.

Özellikle ŞARTLARI dememiş, BİNA EDİLMİŞTİR diye ifade etmiştir. Yani bu 5 temel esastır şartlar değil. Yani binanın temelleridir sadece.

Şartları ne derseniz eğer, işte bu sorunun cevabını bize Kur’anda Allah verir.

 Bakara Suresi 85. Ayet : “ Yoksa siz Kitab’ın bir kısmına inanıp, bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz?”

 Yani İslamın şartları Kur’anın bir kısmı değil, tamamıdır vesselam.

Mustafa EROL

Eğitimci- Araştırmacı- Yazar