İnsan yaşamakta olduğu hayatı inanç bakımından kalben mutmain olarak yaşayınca mutlu olur. Kafasında oluşan acaba soruları her insan için mutsuzluk kaynağıdır. Çünkü acaba soruları belirsizlik ifade eder ve negatif düşünce oluşumunda en önemli faktördür. Kur’an Müslümanıyım demek; beni kalben tatmin eden ve gönül huzuru veren bir ifadedir. Çünkü Kur’an Müslümanıyım deyince kafada acaba sorusu kalmıyor. Allah ne derse doğrudur diyorsun vesselam.

Kur’an Müslümanının özellikleri nedir sorusunun cevabı Kur’anî ölçü taşır. Bu özelliklerin başlıcaları şunlardır.

- Kur’an Müslümanı Kur’ana topyekun inanır. Kur’an ayetlerinin hepsinin Kıyamet Gününe kadar geçerli ve bakî olduğuna inanır. Nesih ve mensuh ayet tarifini kabul etmez. Neshedilen ve nesheden bir ayet yoktur der.

- Kur’an Müslümanı Kur’an ayetleriyle çelişmeyen tüm hadisleri baş tacı eder. Peygamberin yaşamış Kur’an olduğunu bilir. Peygamberimizin; Kur’anda 4 ayette Muhammet ve bir ayette de Ahmet olarak adının geçtiğini ve son peygamber olduğunu bilir. Son Peygamber Hz. Muhammet olduğundan dolayı Hz. İsa’nın tekrar geleceği şeklindeki Hristiyanlık teorisine asla inanmaz.

- Kur’an Müslümanı, HADİSLERİ ASLA REDDETMEZ. Hadis diye peygamberimizin adına kendi sözlerini yutturanlara itibar etmez.

- Kur’an Müslümanı, Bid’atlardan kaçınır. Bid’atları çirkin bid’at ( Bid’atı seyyie) ve güzel Bid’at ( Bid’atı hasene) diye ayırmaz. Bid’at, bid’attır ve her bid’at sapıklıktır der.

- Kur’an Müslümanı, mezhep çatışmalarına ve tartışmalarına girmez. Kur’an içindeki ayetleri inkar etmeyen hiçbir mezhebe batıl demez. Mezhebe inanmıyor diye de bir Müslümanı tekfir etmez. Önemli olan Müslüman olmasıdır insanın der.

- Kur’an Müslümanı, tarikat ve cemaat sempatizanı veya taraftarı değildir. Müslüman taraftarı ve sempatizanıdır. Şucu ve bucu gibi sıfat ve isimlerden ziyade MÜSLÜMAN sıfat veya ismini tercih eder.

Kur’an Müslümanı; hem dünya ve hem de Ahrette rahmeti, merhameti, şefaati ve yardımı Rabbimizden ister ve bekler. Kur’an Müslümanı Zümer Suresinin 44. Ayetini görmezden gelmez. Çünkü bu ayette Allah :” ŞEFAAT ETME YETKİSİ TAMAMIYLA ALLAH’A AİTTİR.” Buyurur. Kur’an Müslümanı işte bu ayetten dolayı; bana Ahrette Peygamberler şefaat edecek, veli kullar yardım edecek, şeyhim yardım edecek, hafızlar şefaat edecek demez vesselam..

- Kur’an Müslümanı, 32 Farz içindeki her farz İslâm’dandır ama İslâm 32 farzdan müteşekkil değildir diyerek 32 Farz öğretisine karşı çıkar. Aynı şekilde İslâm’ın Şartlarının da 5 olduğuna karşı çıkar ve İslâm’ın şartları, Kur’andaki ayetlerin sayısı kadardır der.

- Kur’an Müslümanı, uygun zamanlarda Müslümanım deyip de uygun olmayan zamanda ortam nasılsa ona göre hareket edilmeli demez. Kitabına uydurmayıp, Kitabımıza uyar vesselam.

RAMAZAN SOHBETLERİ- 14

BU MANZARA BENİM DİNİMDE YOKTUR...

Manzara:

Mevlit okunmakta ve masalarda oturan insanlar birbirleriyle dereden- tepeden, ekonimiden-siyasetten sohbet etmektedirler.

Mevlit okunması biter ve masalara yemekler gelmeye başlar.

Bir masada oturan 4 kişi dikkatimi çekti. Birisi yemek getiren delikanlıdan yemeklere takviye istedi ve doymadıklarını söyledi.

Bir diğeri ise su istedi. Aynı masadan peçete isteği de geldi delikanlıya.

Delikanlı istenen her şeyleri masaya getirdi.

Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüş ve genç yaşta sanki 20 yaş ihtiyarlamış bir görüntüsü vardı delikanlının. Ama masalarda oturanlara hizmette kusur etmiyorlardı.

Yemeği bitiren 4 kişilik masadan birisi seslendi delikanlıya ve çay istedi. Çayları da geldi ve çaylarını içen 4 kişi kalkıp gittiler.

Diğer taraftan mevlit okuyan hocaların da yemekleri bitti ve eve girdiler.

4 kişilik masaya hizmet eden delikanlı da girdi eve.

Hocalar millete hizmet eden delikanlı ve kardeşi ile biraz önce mevlidini okudukları babalarının vefatı üzerine konuşuyorlardı.

Hocanın birisi namaz, oruç ve yemin borcu diye babalarına dair 20. 000 TL borç çıkardı.

Babanızın sağlığındaki Allahın emirlerine dair iskat salat yani zor devir dediler.

Ağabey olan bu miktarın olmadığını ve ancak 10.000 liralarının olduğunu söyleyince hoca 15.000 olsun. 10.000 kurtarmaz deyince küçük kardeş söze girdi ve 10.000 kurtarmazsa gidin başkası gelir nasıl olsa deyince hocalardan birisi size girdi.

Neyse bu defa böyle olsun bari diyerek 10.000 Tl ye razı oldular.

Sanki mal satıyor BU MALLAR. Evet mal değil ama cennet satıyorlar akılların sıra ve bunlara inananlar var maalesef..

Hıristiyanlıktaki endulijans kağıdı imzalatmak ile arasında hiç bir fark olmayan bu uygulamayı İslama sokanlar din düşmanı değilseler din düşmanı kimdir demek geliyor içimden...

Cenazenin çıktığı evde verilen bu yemek ve uygulanan zor devir masalları bir cenazenin arkasında yaşanan rezaletlerden bazılarıdır.

İslâm Dininin sahibi olan Allah böyle bir din göndermemiş ve peygamberimiz de böyle saçma sapan bir din yaşamamıştır. Böyle saçma sapan , ölünün çıktığı eve zulmeden ve soyanlara hoca denilen bir din benim de dinim olamaz..

 Kuranın Bakara Suresinin 174. Ayetinde Rabbimiz şöyle buyurur. "Allah'ın kitabının bir kısmını gizleyenler ve Allah'ın dinini az bir paha karşılığında satanlar başka değil ancak karınlarına ateş doldurmaktadır."

Bu ayete rağmen sünnette, cenazede, mevlitte vs vs törenlerde Kur’an okuyup da merasim sahibinin verdiği parayı alanlar benim dinimden olamaz vesselam.

Mustafa EROL.

Araştırmacı- Eğitimci-Yazar