RAMAZAN SOHBETLERİ- 9

YENİ HELAL VE HARAMLAR VE BUNLARA VERİLEN İSİMLER

Allah C.C Kur’anında bizlere haramları ve helalleri net olarak belirtmiştir. Peygamber Efendimiz ise bu helalleri yapmış ve haramlardan kaçınarak nasıl yaşamamız konusunda bizlere örnek bir hayat sunmuştur. Hucurat Suresinin 1. Ayetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:  “Ey iman edenler! Allah’ın ve Peygamberinin önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.” Bu ayette de görüldüğü gibi her konuda olduğu gibi helal ve haramlar konusunda da Allah ve Peygamberin önüne geçemeyiz. Ama ne var ki, Peygamberimizin vefatından sonra gerek mezhepler olarak ve gerek fıkıh olarak yeni yeni helaller ve haramlar ortaya çıkmıştır.

Hiçbir eğitimi olmayan insanların bile onu yapmak haram, bunu yapmak helaldir diyerek fetva verdikleri bir ortamda yaşıyoruz. Özellikle de biraz ilim tahsil edenlerin kendilerini haşa ilahlaştırarak; şöyle olursa bu ibadet kabul olmaz, böyle olursa kabul olur diyerek Allah adına fetva vermeleri acı bir gerçektir.

Mekruh demek kerih görülen yani çirkin görülen, iğrenç görülen anlamlarına gelir. Hatta dilimize de geçmiş ve kötü iş yapanlara kerahat denildiğini de hepimiz biliriz. Mekruhu ikiye ayırmışlar. Helale yakın mekruh ve harama yakın mekruh diyerek sınıflandırmışlar.  Tıpkı Peygamberimizin KÜLLİ BİD’ATUN DALALETÜN demesine rağmen yani HER BİDAT DALALETTİR, SAPIKLIKTIR demesine rağmen Bid’atı hasene ( Güzel bid’at ) ve Bid’atı seyyie ( çirkin bid’at ) diyerek ikiye ayırdıkları gibi. Dalaletin yani sapıklığın güzeli ve çirkini olur mu ya….  Sapıklık kötüdür, dalalet kötüdür vesselam. Kerih görülen de çirkindir ve her türlüsünden kaçınılmalıdır.

Kıymetli okuyucum, değerli insan lütfen şunu biliniz ve böyle  ifadelere itibar etmeyiniz. Allah Nahl Suresi 116. Ayette şöyle buyurur :

 “Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.”

Sonuç olarak ifade etmek istiyorum ki verdiğim ayetleri lütfen araştırın. Diyanetin en yeni mealinden aldığım meallerdir verdiği ayet mealleri. Birisi bir şey söylediğinde o söylenenin doğruluk veya yanlışlığını ayetlerden bakın. Elimde hıyar var diyenin arkasından tuzunu alıp gidenlerin gidecekleri yer güzel bir yer değildir vesselam.

RAMAZAN SOHBETLERİ- 10

DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT! DİKKAT!

Bu yazacaklarımı çok önemli bulduğum için başlık olarak DİKKAT kelimesini seçtim. Gerçekten de dikkat edilmesi gereken hususlardır yazacaklarım. Bu yazımda her zaman eylemin değil, bazı durumlarda sözün eylemden çok daha önemli olduğunu ifade etmek istedim.

Bilinmesi gerekir ki, sözün eylemden daha önemli olması da, eylemin sözden daha önemli olması da insanın hem dünya hayatı ve hem de Ahiret hayatı açısından çok önemlidir. İkisine de birkaç örnek vererek konuya açıklık getirelim:

EYLEMİN SÖZDEN ÖNEMLİ OLDUĞU DURUMLARA BİR KAÇ ÖRNEK.

- Ben namaz kılacağım demek değil kılmak önemlidir. Ben oruç tutacağım demek değil, tutmak önemlidir. Kısaca; zekât, hac gibi ibadetleri söylemek değil, yapmak önemlidir.

- Ben bundan sonra her yıl en az üç öğrencinin tüm masraflarını karşılayacağım demek elbette güzeldir ama önemli olan bu sözü yerine getirmektir. Söz yerine getirildiği zaman anlam kazanır.

- Sözün özü şudur ki; niyet etmek güzeldir ama ettiğin niyeti uygulamaktır önemli olan. Yoksa yalancı durumuna düşer insan..

SÖZÜN EYLEMDEN ÖNEMLİ OLDUĞU DURUMLARA BİR KAÇ ÖRNEK.

- Allah’ın Kur’anda haram kıldıklarını yapmak haramdır. İnsan günaha girer. Mesela, içki içen içki içmekle günaha girer. Faiz yiyen günaha girer, zina yapan günaha girer ama, içki haram değildir diyen dinden çıkar. Zina haram değildir diyen dinden çıkar. Faiz bu zamanda haram olmaz diyen dinden çıkar. Yani böyle durumlarda söz, eylemden çok çok daha önemlidir.

- Allah rızası için namaz kılmak, oruç tutmak ve diğer ibadetleri yerine getirmek güzeldir ama, Kur’an ile Rabbimizin bize gönderdiği mesajları okumayan ve anlamayanların birilerinden duyduğu sözleri doğru sayarak söyledikleri sözler kılınan namazları, tutulan oruçları boşa çıkarır. Çünkü öyle sözler var ki insanı dinden çıkarır. Bu sözlere örnek verecek olursak;

ZÜMER SURESİ 43. AYET: “Yoksa onlar Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? “ Bu ayetin anlamını okuyan veya okumayan kim olursa olsun eğer kendisine Allah’tan başka şefaatçiler arar ise dinden çıkar. Çünkü Allah ZÜMER SURESİ 44. Ayetinde ise şöyle buyurur: “De ki: “Şefaat bütünüyle Allah’ındır. Göklerin ve yerin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti yalnız O’na aittir. Sonunda, hesap vermek üzere, O’nun huzuruna döndürüleceksiniz.”

Allah kesin bir şekilde ŞEFAAT YETKİSİ BÜTÜNÜYLE BENDEDİR diyorken; peygamberden, veliden, şeyhten, mürşitten, şehitten, hafızdan, şundan veya bundan kim olursa olsun şefaat beklemek Allah’ın bu ayetini yok saymaktır. Bu ayete muhalefet etmektir ki bu da insanı dinden çıkarır vesselam…

Mustafa EROL

Eğitimci-Araştırmacı Yazar