Antalya ve ilçelerinde organize bir şekilde bir tek Manavgat’ta yaşandığı anlaşılan öğretmen skandalıyla ilgili çok şey yazıldı, çizildi. Ancak ben olaya Öğretmenlik Mesleği Kanunu çerçevesinde yaklaşmak istiyorum

Meslek Kanunu Ne Diyor?

7528 Sayılı Kanun’un 5. maddesine göre öğretmenler öğrencilerini yetiştirirken “Öğrencilerin bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlaki bakımdan gelişimi için çaba gösterir, bu doğrultuda meslektaşları, aile ve veli ile iş birliği yapmasını” prensibini uygulamayı şart koşar. Ne var ki skandalın içerisinde yer alan öğretmenler kanunda geçen “duygusallığı” argoda geçen “duygusallıkla” yani maddi menfaat elde etmek olarak anlamış. Kanunda belirtilen “aile ve veli ile iş birliği” yapmayı Manavgat’ın evlatlarını ortak oldukları, ders verdikleri kursa yönlendirmek için ailelerle temasa kurma olarak hayata geçirmişler. İlgili mevzuat hükmünde belirtilen “öğrencilerin ahlaki gelişimi için çaba göstermeyi” ise icra ettikleri görevi suistimal etme ahlaksızlığını öğrencilerine yaşatarak öğretmeyi tercih etmişlerdir. Sahip oldukları katıksız devlet sevgisi ve ahlaki ölçütleri nedeniyle okulda tamamlanamayan eğitsel faaliyetlerin faturasını öğrenciye ve veliye keserek devlet bütçesine katkı sağlama arzusu içerisine giren bu öğretmenlerin (!) Manavgat’a olan katkısı ve mesleki özverileri takdire şayandır! Öğrenci ve velilerine karşı takındıkları bu ahlaki tutum gerçekten de mevzuatta ön görüldüğü gibi öğrencinin ahlaki gelişimine büyük bir katkı sağladığı da açıktır!

Manavgat’ta Öğrencinin Hakkına Saygı: O da neymiş?

Kanunun ilgili hükümlerinden biri de “öğrencinin kişilik haklarına saygı” duymaktır. Ne var ki Manavgat’taki kadrolu bazı devlet öğretmenlerimiz bunu okulda öğrencilerine belirli kurslara kayıt yaptırması için baskı kurma olarak düşünmüşler. Gerçekten de kişilik haklarına saygı duyulsaydı öğrencilerin kurs tercihinde bulunma iradesi, öğrenciye ve ailesine psikolojik baskı uygulayarak elinden alınır mıydı?

“Öğretmen öğrenme ihtiyaçlarına uygun eğitim araç ve gereçlerini seçer, bu özellik ve ihtiyaçlara uygun öğretim yöntem ve tekniklerini uygular” maddesini öğrencilerini ortak oldukları kursa yönlendirecek ikna metotlarını uygulama olarak değerlendiren skandal öğretmenler, eğitim araç ve gereçlerinin merkezinde bulunan yardımcı ders (test) kitaplarını da seçerken öğretmenlerin kurs açmalarına yardım eden ve bunun karşılığında kursa ortak olan hayırsever kırtasiye sahiplerinin sattığı yayınları öğrenciye aldırma olarak düşünmüşler. Hayırsever kırtasiye sahipleri bu süreçte tek bir kanaldan değil birkaç kanaldan ranta olabildiğince ortak olmuşlar. Boş durmayı sevmeyen hayırsever bazı kırtasiye sahipleri kurslarda beraber çalışamadığı ayrı bir öğretmen türü olan “kitapsever öğretmenlerine!” klima, buzdolabı, çamaşır makinesi i-pad gibi beyaz eşya, küçük ev aletleri, teknolojik araçlar hediye ederek kırtasiyelerin sattığı ders materyallerine öğrencinin yönlendirilmesini sağlamayı ihmal etmezler. Anlayacağınız Öğretmenlik Meslek Kanunu tüm rantı seven bazı kadrolu devlet öğretmenleri ve onların işbirlikçisi olan, kükremesiyle meşhur, tüm okullara ellerini kollarını sallayarak girip çıkan kırtasiye sahipleri tarafından rant elde etmeye yönelik yorumlanmış. Okul müdürü ile her sabah kahvaltı yapan müdürler, öğrencisini sürekli aynı kırtasiyeden alışveriş yaptıran öğretmenler… Manavgat’ın eğitim ve öğretim süreci işte bu hale düşmüş!

Manavgat’ta Atatürkçülük, Millilik ve Manevi Değerler Koca Bir Yalanmış

Kanunun en can alıcı olan beşinci maddenin birinci paragrafında yer alan “Öğrencilerini; Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk Milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış hâline getirmiş erdemli insanlar olarak yetiştirir” hükmü sizce bu öğretmenler tarafından öğrencilere kazandırılabilir mi? Atatürk ilke ve İnkılapları en genel anlamda devletin dayandığı temel nitelikleri belirleyen prensiplerdir. Atatürkçülük ise özü itibariyle vatan, millet ve devlet sevdasıyla yurttaşların ülkeyi kalkındırmak için çalışması, çağdaşlığın gereği olan bilimi ülke de üretmektir. Zorluklar karşısında dayanışmayı ön plana çıkaran Atatürkçülük, bireysellikten ziyade toplumsal gelişmişliğe önem veren bir düşünce sistemidir. Ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerin nasıl korunacağını ve nasıl geliştirileceği görevini de okullara, öğretmenlere devretmiştir. Yani devleti koruma görevini nasıl ki savcılara vermişse ülkenin kalkınma hamlelerinin süreklilik arz etmesi için gerekli olan nitelikli insan yetiştirme işini okullara ve öğretmenlere yüklemiştir.  

Peki, hal böyleyken gazetelerde Manavgat’taki bazı kadrolu devlet öğretmenlerinin marifetlerini çarşaf çarşaf haber eden ve bahse konu olan iddiaları gerçekleştiren bazı öğretmenlerin ilgili kanunun 5. maddesinde yer alan özelliklere sahip öğrencileri yetiştirebilmesi mümkün mü? Bu sorunun cevabını bilen çıksın ve açıklasın! Kadrolu bir devlet öğretmeninin aklı fikri okulundaki hatta ve hatta yakın okullardaki öğrencilerin kaydını ortağı olduğu kursa yaptırmak için türlü desise çevirmedeyken, devletin müfettişine yakalanmamak için her türlü entrikayı çevirirken söyler misiniz hangi ahlakı ve manevi değeri evlatlarımıza öğretebilir? Bu türlü yozlaşmış insanlar okulda veya gündelik hayatta nasıl Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı insan yetiştirebilir? Vatan, millet, devlet sevgisini hangi yöntemlerle evlatlarımıza aşılayabilirler?

Devlet çocuklarımızı bu ahlaka sahip öğretmenlerin elinden, onların zulmünden ve yine onların sahip oldukları ahlakı öğrenmekten kurtarsın. Çocuklarımız bu gibi gözü para hırsı ile dolmuş, maddi menfaat için devletin olanaklarını, kişisel çıkarları adına kullananlardan kurtarılmalıdır. Manavgat bu gibi menfaatperest insanlara inat milliğini korumaya ve güçlendirmeye devam edecektir. Yazıda konu ettiğimiz bu kişilere gerekli yaptırımların uygulanması için gerekli tüm mücadele eminim ki tüm Manavgatlılar ve devlet kurumları tarafından yapılacaktır.     

Editör: Dr.Mustafa Diri